Yüksek sezon biterken Antalya turizmi
Dünya tatil turizminin başkenti Antalya’da 2024 yüksek sezonunun çok da iyi gitmediği henüz yüksek sezon bitmeden itiraf edildi. Halbuki yıl dışarıdan gelen turist sayısında rekorlarla başlamıştı ve halen rekor sayılarla gitmektedir.
Premium otel sahipleri uzun yıllardır ilk kez Temmuz-Ağustos sezonunda shorta düşmediklerini, dolulukların %70 seviyesinde seyrettiğini dile getirmiştirler.
Yerli turistin tercih ettiği merkezlerde ise durum daha kötü olmuştur. Kurban bayramında yaşanan yüksek doluluk bayram sonunda yüksek tenhalığa dönüşmüş, ancak Ağustosun ikinci haftasından sonra kıpırdanma olmuş ve tesisler nihayet ayın sonuna doğru dolmuştur.
Yerli turistin düşmesi ekonomik koşullarla açıklanabilir. Bayramda tatil kurşununu atan orta direk nüfus ikinci bir tatil için bütçesini ancak Ağustosun sonunda toparlayabilmiştir. Okullar açılınca da yerli turistin merkezleri mahzun bir görüntüye büründüler.
Incoming turizmde turist sayısı olarak rekorlar kırılırken doluluğun düşmesi ise ancak gelen turistin konaklamasını kısaltması ile açıklanabilir. Bilinen durum; Antalya’da 2024 sezonu için yatak arzında kayda değer bir artış olmadığıdır. (Ağustos 2024 Bakanlık İşletme Belgeli yatak satısı 502.088 + Belediye Belgeli yatak sayısı 114.592 =616.680. 2023 rakamları 497.402+122.416 (Ağustos 2022 rakamları)= 619.818 yatak. Görüldüğü gibi bakanlık belgeli yatak sayısı 5.000 artarken belediye belgeli yataklar 8.000 azalmıştır.) Öte yandan ev turizminin yasaklanması ile 20-30 bin yatak arzdan çekilmiştir. Yeni hizmete giren otellerin yatak arzını belediye ve evlerin sistemden çekilmesi kompanse ettiği gibi 23-33.000 daha az yatak 2024 yılında incoming pazarına arz edilmiştir.
Yatak arzının düşmesine rağmen doluluklar düştüğüne göre, yurt dışından gelen turistler konaklama süresinden tasarruf etmişler demektir. Öte yandan kısa süreli ev kiralayarak tatil yapan Rus misafirlerimiz yasak sonucu otellere rezervasyon yaptırdıklarına dair bir emare gözükmemektedir.
Peki; Antalya’nın, dolayısıyla Türk turizminin rakibi destinasyonlarda aşırı yoğunluk yaşanırken, yerli halk turist istemiyoruz diye protestolar yaparken Antalya’da yaşanan sorunun kaynağı nedir?
Sektör temsilcileri Türkiye’deki enflasyona paralel artmayan döviz kurlarının maliyetleri artırdığını, bunun sonucunda tesislerin yüksek fiyat talep etmek zorunda kaldığını, sonuç olarak talebin baskılandığını ifade etmektedirler. Bu analizin doğruluk payı elbette vardır. Kurlar gerçek enflasyona göre %30 geride ise bir kişinin H5 All Imclusive costunun 40 $’dan 52 $’a çıkmasını sağladığını kabul edersek tesis işletmecilerinin fiyatları 12 $ artırması gerekir. Fakat Antalya’da satış fiyatları %100 ve üzerinde artmıştır.
Sektör ileri gelenleri bu fiyat artışının normal olduğunu, Antalya’nın yıllardır hak ettiği fiyattan ucuz satıldığını ifade etmekte, artan fiyatlarla doluluk düşse bile gelirin artacağını öne sürmektedirler. Haklıdırlar. Antalya cazibesine ve tesis kalitesine göre ucuz satılmaktadır. Fakat az turist çok gelir stratejisi de günümüz Dünya uluslar arası turizminde riskli bir yaklaşımdır. Antalya’ya muadil olmasa da Akdeniz’de rakipler vardır. Suudi Arabistan bile pastadan pay almak için yatırım yapmaktadır.
Üstelik Antalya’nın ciddi handikapları vardır.
Her şeyden önce etrafı savaşlarla anılan bir coğrafyadadır. Üst gelir turist bu durumu dikkate alır.
Antalya turizm yoluyla ekonomiye soktuğu 25-30 Milyar $/yıl gelire rağmen yatırım fakiri bir ildir. Makro yatırımlardan aldığı pay sıfır dense yeridir. Dünya’nın en büyük tatil destinasyonunun hinterlanda bağlanan otoyolu yoktur. Demiryolu yoktur. Limanında bir Cruise gemisini bağlayacak eli yüzü düzgün rıhtımı yoktur. Şehir içi ulaşımı otobüs ve hantal bir tramvaydan ibarettir. 1997 yılında bitip şehir içi trafiği rahatlatacak sadece 40-50 kilometrelik çevre yolu hala bitecektir. Üçte biri bile tamamlanamamıştır.
Turizm için olmazsa olmaz olan ulaşım altyapısı dökülmektedir. Havaalanı kapasitesi artırılarak talebi karşılamaktadır. Fakat havaalanından turizm merkezlerine ulaşım çile haline gelmiştir.
Antalya’ya üst sınıfı taşıyacak tarifeli seferler yeterice koyulmamakta, charter uçuşlarla turizm yapılmaktadır. Gelmesini beklediğimiz çok zengin turist ise charter uçmamaktadır.
Son on yıldır Antalya kentine ciddi bir yatırım yapılmamıştır. Belediyecilik son derece yetersiz yapılmakta, merkezi yönetim de Antalya’ya kaynak aktarmakta hasis davranmaktadır.
Belediyelerin verdiği hizmet anlayışı ve hizmetlerin kendisi uluslar arası bir tatil destinasyonuna yakışandan çok geridedir. Uluslar arası ses getirecek bir organizasyon yapılamamaktadır. Dünya’nın en büyük tatil destinasyonu Dünya’ya sesini duyuramamaktadır.
Kentin olması gereken yer turizmin yanında uluslar arası bir ticaret ve teknoloji üretim merkezi haline gelmektir. Bu vizyon 1990’lı yıllarda ortaya konulmuş fakat süreci yönetecek bir kamu, belediye, sivil toplum ortak kurumsal yapısı oluşturulamadığından bu alanlarda bir ilerleme kaydedilememiştir. Bu alanda daha dezavantajlı konumda olan Dubai gibi destinasyonlar ise başarılı olmuştur.
Kentin sosyal yaşamı faciadır. Açılan yüksek standartlı yeme içme mekanları bir yıl içinde kapanmaktadır. Kayda değer, yaratıcı, uluslar arası ses getirecek bir sanat, spor faaliyeti yapılamamaktadır.
Kent turizmden ve tarımdan gelen fonları yeni yatırım alanlarına yöneltecek bir yerel kalkınma organizasyonu kuramamıştır. Kentin ve bölgenin geleceği için bir vizyon, akabinde de bir strateji oluşturulamamıştır.
İl genelinde imarlaşma bir faciadır. T.C. Turizm Bankası A.Ş.’nin yaptığı planlar dışında yapılaşma konusunda takdir edilebilecek bir eser çıkarılamamıştır.
Birçok turizm merkezinin altyapı sorunları vardır. Örnek vermek gerekirse; Olympos’un suyu, kanalizasyonu, yeterli elektrik, internet altyapısı yoktur. Yollarında kaldırım olmadığı gibi ışıklandırma da yoktur. Eğlenceden dönen turistler gece hayatta kalma mücadelesi vermektedirler. Olympos’un, Adrasan’ın, Çıralı’nın imarı yoktur. Konya’nın köylerine bile kanalizasyon götürülmüşken on binlerce turisti ağırlayan Antalya’nın turizm merkezlerine en azından kanalizasyon yatırımı yapılmaması anlaşılır gibi değildir.
Yukarda saydığımız eksiklikler de 2024 sezonunun beklenilenden zayıf geçmesinin bir nedenidir.
Lütfen Bekleyin.