Türkiye, milli gelirinin %5’ini turizmden sağlayacak noktaya geldi şükür. 56 milyon turist sayısıyla dünyada 3’üncü ve 60 milyar $ turizm geliriyle dünyada 6’ncı durumdayız. 2024 yılı turizm rotasını tartıştığımız Global Konuşmalarda belirginleşen ortak görüş, nicelikten niteliğe geçiş zorunluluğu…

Neden nitelik? Çünkü turist sayısını artırmanın bir limiti var. Bir süre sonra “daha fazla turist gelmesin” noktasına taşınabiliriz. Nasıl yani? Anlatayım. Misal Barselona… Neredeyse tüm cadde ve sokaklarında “gelmeyin artık, bırakın da kentimizde rahat yaşayalım” afişlerini görmeniz mümkün.

KAYNAK ÜLKE SAYISI 2 İLE SINIRLANMASIN

Hal böyle olunca turizmde gelir açısından daha üst sıralara taşınmanın yolu olarak geriye; turist başına harcamayı artırmak kalıyor. Bu da ancak gelen turiste daha fazla seçenek sunmak, derin hizmet sağlamakla mümkün. Eğer turizmi çeşitlendirir, kaynak ülkeyi çoğaltırsak pekâlâ başarabiliriz.

Şu anda 2 ana turizm kaynağımız var, Rusya ve Almanya… Şu anda neredeyse tek ana hizmet ürünümüz var; deniz-kum-güneş… Eğer kısıtlı kaynak ülkeye bağlı kalırsak, olası durgunlukta buralardan bize turist gelmeyecektir. Yapılması gereken kaynak ülke sayısını artırmak olmalıdır.

İKİ SORU İKİ CEVAP

Turizm çeşitlerimiz neler?

Uluslararası Rekabet Araştırmaları Kurumu URAK ile yakın geçmişte yaptığımız araştırmada başlıca turizm çeşitlerimizi sıralamıştık; sağlık ve termal, kış, yayla, mağara, av, kongre, golf, yat, ipek yolu, inanç, hava sporları, dağcılık, akarsu-rafting, su altı dalış, kuş gözlemciliği, endemik turizmi gibi… Biz ise deniz-kum-güneş üçgeniyle yetinemeyiz. Bu alanda rakiplerimiz çok; İspanya ve Yunanistan gibi…

Yeni nesil turizmci kimdir?

1-Hizmet odaklı, 2-İnovatif ve 3- Kurumsal… Yöreyi töreyi ve küreyi bilen, gelen turistin parasını alma odağından ziyade ona kaliteli hizmet götürme gayretinde olan… Misal konser izlemek için İstanbul’u satan, her kentin tarihi mirası üzerinden ürün geliştiren, Z kuşağının ihtiyaçlarını görebilen ve karşılayabilen… Seyahat yerine macera peşinde olan yeni nesle bunu sağlayabilen. Sadece Anadolu’da var olan tarihi, kültürel, doğal güzellikler üzerinden katma değeri yüksek hizmet paketleri sunabilen. Uluslararası sermaye ile işbirliği kurabilen, finansal açılımlar sağlayabilen, turizm start-up’ları üretebilen… Cirodan ziyade turist başına kazanç ve kaliteli hizmeti gözetebilen…

NOT

ÇİN’İN TURİST TSUNAMİSİNE HAZIR OLMAK

Çin’in “1 gün 1 dolar” gelir düzeyi çoktan tarih oldu. Fert başına gelir 10 bin dolara doğru koşarken Çin artık turist üretebiliyor. Bundan 2 yıl önceki Bahar Bayramı’nda 400 milyon seyahat gerçekleştirdiler ve bunun 7 milyonu yurt dışına idi.

İskandinav ülkeleri bu yeni turist türünü çekebilmek için kentlerinin sokaklarını meşhur Çin fenerleri ve ejderhalarıyla donatmıştı. Biz ise Rus turist gerçeğine kafamızı gömdüğümüz için Çinli turist akınından yararlanamadık. Aslında farkına dahi varamadık.

Çin, herhangi bir ülke değildir. Alelade bir şeyi alıp bunu 1,4 milyar ile çarparsanız, fevkalade hale gelir. Ben buna Çin Çarpması diyorum. “Her Çinliye 1 kayısı yedirsek” türünden romantik önerileri bir kenara bırakıp, kürenin bu yeni turistlerini ülkemize çekmenin bir yolunu bulabilmeliyiz.

Kolay olmadığını biliyorum; misal Uygur anlaşmazlığımız gibi… Ancak zengin Çinlilerin ve sayıları her hafta artan Çinli milyarderlerin kumar merakından, Türkiye ilgisine dek bulgulardan yola çıkabiliriz. Kolay demedik, ama mümkün dedik. Çin turist tsunamisi, turizm yıldızı Türkiye’ye doğru neden akmasın?

(Ekonomi)