Yandaş değil, muhalif medya da suskun
Türkiye’nin hantal ve işlevsiz devlet yapılanması, kendi yurttaşlarına ayrıcalık tanınmadan verilmesi gereken, hizmetleri yerine getiremiyor. Üretimi desteklemek yerine, eldeki değerleri belirli bir kesime aktarıyor. İmar planlarındaki düzenleme ve değişiklikler yoluyla, Cumhuriyet tarihinde görülmemiş, servet transferlerinin güvencesine dönüşüyor.
Son karşılaştığımız örnek Güneydoğu’dan. Kahramanmaraş Depreminde can kayıplarına uğradığımız, Adıyaman’dan.
Kentin merkezindeki bir otelde 72 kişi can verdi. Kamu denetimi ve belgelendirmenin yaşamsal ne denli önemli olduğu ortaya çıktı. Ancak kamunun üstlenmesi gereken, denetim eksikliği ve kayırmacı tutum; bu kez Kıbrıs’tan gelen sporcu melekleri pençesine aldı.
Otelde kaçak inşa edilmiş bölümler vardı. Daha ötesi; yandaki bir bina ile birleştirilmişti. Kısaca özetlersek; yerel yönetimlerden daha çok belgelendirilmiş bir konaklama tesisi olduğu için bakanlık sorumluydu.
Gerçekten; “Isias adlı bu otel depremde yıkılmadan kısa bir süre önce, Kültür ve Turizm Bakanlığının denetçileri tarafından yasa ve yönetmelikler uyarınca denetlenmişti. Hizmet verecek nitelikte olduğu saptanarak; İşletme belgesi de almıştı. Bu süreçte bina ve ekipmanları teknik yönden incelenmiş olmalıydı.”
Son dönemde yapısal değişime uğrayan geleneksel medyaya; büyük ölçüde iktidar destekçileri egemendi. Bu yüzden binanın çökme nedeninin perde arkası, kamuoyuna yeterince aktarıl(a)madı.
Yargılama sonunda bina sahipleri işlenen suç ile karşılaştırıldığında, hafif sayılacak cezalara çarptırıldılar.
Yavrularını Adıyaman’da yitiren Kıbrıs’lı ailelerin, yüzlerindeki hüznü ve kırgınlıklarını izlerken, aklıma geldi. Denetim görevini yerine getirmeyen Bakanlığın en üst yetkilisinin sorumluluğu neden gündeme getirilmiyordu?
Üstelik bu kez salt yandaş değil, muhalif medya da suskundu.
Lütfen Bekleyin.