Turizmde işler tıkırında mı?
HAYIR!
Moskova’daki son turizm fuarı da bitti. Tam da ülkede diploma krizi ve arkasından geniş tutuklama kararının olduğu günlerde. ITB Berlin turizm fuarından sonra, Turizm Bakanı'ndan gelen “dilin kemiği yok” tabirine uygun, Kartalkaya yangının hiç bir sorumluluğunu hissetmeyen toz pembe açıklamaları ve arkasından ona destek yarıştıran bazı sektör temsilcileri sahnedeydi.
Sektörden gelen tedirginlik, ekonomik gidişatın artık maliyetlere olan kaçınılmaz baskısından dolayı satış fiyatlarının aşırı artmasının rakiplere sağladığı avantaj ve satılabilirliğin giderek risk oluşturmasını dillendirmekten ibaretti.
Ekonomi tıkırında mı?
HAYIR!
Ne diploma ve tutuklama krizinden önce tıkırındaydı, ne de son protestolar sonrası dövizin yükselişini engellemek için 25 milyar dolar satışından sonra...
Turizmin Türkiye ekonomisinin temel döviz kaynağı olduğunu son yıllarda ve özellikle de pandemiden sonra hükümet kerhen de olsa anladı ama turizmin olmazsa olmazının GÜVEN ve HUZUR olduğunu anlamadı.
Adaletin olmadığı yere turist güven duymaz.
Demokrasi turizmin sürdürülebilir geliştiği yegane düzendir.
Turizm özgürlük demektir.
Turizm faşizmi hiç sevmez
Bir ülkenin turizmi imajıyla doğru orantılıdır.
Gelelim o zaman günlerdir özellikle Avrupa medyasındaki ülke imajımıza.
Tek kelime. KAOS…
Önce sosyal medyada Avrupa ülkelerindeki metropollerin belediye başkanlarının Ekrem İmamoğlu'nun tutuklanmasını ve Türkiye’deki baskıları protesto videoları ve hemen akabinde görsel ve yazılı basında bir haftadır manşetten yayınlanan haberler ve görseller. Polisin aşırı güç kullanması, tomalardan su sıkılması, gaz ve plastik mermilerin havada uçuşması, gözaltı ve tutuklamalar, batı normlarında gösteri ve yürüyüş hürriyetinin olmadığı bir ülke imajı.
Borsanın allak bullak oluşu, yabancı sermayenin apartopar kaçışı…
Rezervasyonların durma noktasına gelişi, iç pazarın önümüzdeki bayram tatilini evlerde geçirme olasılığı.
O güzel sözü hatırladım: “Başkasının kafasındaki SİZ imajınızdır, sizin kafanızdaki SiZ ise gerçeğinizdir.”
Ülkemizin turizminin yeniden doğuşu için TGA’nın yabancı mankenlerle yapılmış poster ve reklam filmlerine değil, adaletli, laik, demokrat, güven ve huzur dolu ülke imajına ihtiyacı var.