Şehir Detoksu – Namıdiğer Orman Banyosu-2
“Şehir detoksunu biraz açar mısınız? Orman banyosu adı verilen uluslararası sağlık trendinin arkasında tam olarak ne var?” diye sorabilirsiniz.
Bazı insanlar orman banyosuna davet edildiklerinde mayolarını alıp gitmeyi dahi düşünüyorlar ya da ezoterik bir ağaca sarılma ritüeli gibi düşünüp dikkate almıyorlar. Oysa orman banyosu tüm bunlardan çok farklı bir şey. Bizzat katıldığım ve eğitimini aldığım ‘Orman Banyosu’nu ben şöyle tanımlıyorum:
Orman banyosu; ormanı bilinçli olarak ve tüm duyularınızla deneyimlemek, ormana ve orman havasına dalmak, ormanın sizi filtresiz şekilde etkilemesine izin vermek anlamına geliyor. Orman banyosunda amaç bilmek değil, keşfetmek. Ormanı, klasik deniz-kum-güneş tatilinde olduğu gibi sahne olarak görmemek gerekiyor, çünkü orman banyosunda filmin içine dahil oluyoruz. Doğada yavaşbir tempoda ilerliyoruz ve farkındalığı teşvik eden uygulamalarlahuzur, dinginlik ve rahatlama hissini deneyimliyoruz. Beş duyunun farkına varıyoruz. Sahip olduğumuz, ama kullanmayı unuttuğumuz duyularımızın… Kendimizi keşfediyoruz, kendimizle ve doğayla sağlam bir bağ kuruyoruz, bulunduğumuz yerin ve an’ın hazzına varıyoruz. Orman, hayatımızın dengesini bulmamız için bize fırsatlar sunuyor. Orman, zihnin öksürmesine karşı bir şifadır da diyebiliriz.
Diyeceksiniz ki, “Bunlar çok iddialı şeyler!” Size katılıyorum. Orman banyosunu araştırırken bana da öyle gelmişti. Ta ki… orman banyosu eğitimine katılıp hem kendimin hem de diğer katılımcıların deneyimlerini gözlemleyince kadar.
Eğer kendinizi bırakabilirseniz, fabrika ayarlarına geri döndürüyor orman sizi. Orman banyosu da size bu süreçte “nasıl” sorusunun cevabını bulmanıza yardımcı oluyor.Denemesi, ücret karşılığı…
Tüm bunları yaparken, ormana girip haldır haldır yürümek değil orman banyosu. Benim düşüncem, Japonya’da ve orman banyosu eğitimi aldığım Almanya’da olduğu gibi rehberli turlara katılıp doğayla bilinçli bir şekilde etkileşime geçmeyi öğrenmek gerekiyor. Orman banyosuna rehberlik edenlerin bunu bir meslek olarak değil de iş olarak görmeleri; yani yaşam tarzı olarak benimsemeleri gerektiği inancındayım… İş demişken kısa bir açıklama ihtiyacı hissediyorum… Bazı araştırmalara göre 2030 yılına gelindiğinde günümüzdeki mesleklerin %65’inin ortadan kalkacağı yönünde öngörüler var. Mesleğin eğitimi alınır, bir kurum ya da şirkette çalışmaya başlanır. Bunun mesai saatleri, maaşı, yıllık izinleri ve emekliliği bellidir. Pazartesi sendromu, tükenmişlik sendromu ya da mobbing dahi yaşanabilir. İnsanlar zamanlarını maaş garantisi karşılığında birine/şirkete satarlar. İş ise insanın tutkusudur, aynı zamanda varlık nedenidir. Mesai saatleri, yıllık izin gibi şeyler yoktur.
Öğrencilerime şu soruyu sormaya başladım; “Yaptığın işle insanların hangi sorununa çözüm üreteceksin ve para kazanacaksın?” Bu sorunun cevabını net olarak veriyorsa bir insan, iş konusunda önü açıktır.
Orman banyosu rehberliği yapacak biri için de aynı durum geçerli olacaktır diye düşünüyorum. İnsanların beden, ruh ve zihin olarak rahatlamasını sağlamak harika bir şey olsa gerek.
Ayrıca giderek orman banyosu konseptini içeren daha fazla bakım ve sağlıklı yaşam önerileri oluşmaya başladı. Yeni iş alanları açılıyor; orman terapisi eğitimi ve orman sağlığı eğitmenleri olmak için ileri eğitimler bu eğilimi besliyor. Orman banyolarının Türk sağlık sistemimize de sıkı sıkıya entegre olacağını öngörmek için nedenler çok.