Hesaplamalar ve istatiksel değerlendirmeler, uluslararası kabul edilmiş yöntemlere aykırı. BU verilerle yapay bir başarı hikayesinin kurgulanmak istendiği anlaşılıyor. Ancak fark edilenbu gerçek, nedense  medyada da yer bulamıyor.

Ekonomik krizin tırmandığı bu süreçte, reklam verme olgusugerçeği gölgeleyebilir mi?

Belki.

Aslında özellikle yurtdışı reklamlar konusu gün gelir de irdelenirse, nelerle karşılaşılacak, kim bilir?

Konaklama vergisi oranları ile bir türlü uyuşturulamayan, geceleme sayıları ve döviz gelirleri.. Önceden tasarlandığı anlaşılan bir düzenlemeyle Sayıştay denetimi dışında bırakılan,tanıtım ajansları. Aralarında kamu bankalarının da yer aldığı kurumlardan sağlanan, yüklü krediler.

İleride kesinlikle örnek oluşturacak bir dönemin  çok konuşulacağına kuşku yok.

i​Ancak konuyu açmışken, 2024 yılının değerlendirmesini bir yana bırakarak, önümüzdeki yıla bakmak daha doğru.

Yılarca birinciliği bir türlü bırakmayan, Almanya’nın pandemi sürecinde Rusya’nın arkasında sıralanması, AB pazarından alınan payın azalmaya başladığını gösteriyor. Ukrayna-Rusya Savaşının etkisiyle enerji girdileri çok yükselen, Alman ekonomisinin durgunluğa girmesi bekleniyor.

Satışları hızla düşen otomotiv sektöründen başlayarak, Almanya’da yüzbinlerle ifade  edilen işsizlerden söz ediliyor. Sırada ABD seçim sonuçlarının beklenmedik etkileri de var.

Üstelik 2025 yılını belirleyecek gelişmeler bunlarla sınırlı da Suriye’de ortaya çıkan çatışmalı ortamın, sınırlarımızı etkileyeceğini yana bırakalım. Turizmde en büyük pazarımızı oluşturan, Rusya ile anlaşmazlıklara yol açma potansiyeli taşıyor. Bu gelişme önümüzdeki sezonda dramatik düşüşlere neden olabilir.

Son günlerde Rus Medyasında çıkan haber ve yorumlarda, Türkiye’nin Suriye’deki tutumunu hedef alan ağır eleştiri ve suçlamaların yoğunlaştığı görülüyor. Suriye sorunu büyük olasılıkla , önümüzdeki sezonda tatil kararı verecek Rus turistleri olumsuz etkileyecektir.

Görünen; 2025 sezonunda oynanan sayılar ve  sanal başarı hikayeleri ile kamuoyunu yanıltmanın, en azından 2024 yılındaki kadar kolay olmayacağı. Bu kez reklam gücüyle “bir kısım medyayı” da etkilemek hayli zorlaşacağa benziyor.