Kamu Taşınmazlarının Turizm Yatırımlarına Tahsisi Hakkında Yönetmelik’te yapılan değişiklikle devlet arazilerinin de turizme tahsisinin önü açıldı.

Yönetmeliğin ‘Tahsis Yetkisi ve Diğer İşlemler’ başlıklı 30-A maddesine yapılan ekleme ile Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın turizm amaçlı tahsis edebileceği alanlar arasına devlet ormanları da dahil edildi.

Kamu Taşınmazlarının Turizm Yatırımlarına Tahsisi Hakkında Yönetmeliğin 16’ncı maddesinde yapılan değişikliğe göre mücbir sebep ve kamudan kaynaklanan sebepler dışında girişimcinin ön izin süresi içinde yükümlülüğünü yerine getirmemesi halinde, peşin tahsis edilen ön izin ile ağaçlandırma ve bakım bedelleri iade edilmeyecek. Yönetmeliğin önceki halinde, sadece ön izin bedelinin iade edilmemesi öngörülüyordu.

Yönetmeliğin ‘kesin tahsis’ başlıklı 17’nci maddesine tesis türünün turizm kompleksine dönüştürülmesinin uygun görülmesi halinde ilave kapasite veya emsal hakkı verilmeyeceği hükmü eklendi.

Anayasaya aykırı

CHP Tarım ve Ormancılık Politikalarından Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Erhan Adem, konuyla ilgili yaptığı yazılı açıklamada, düzenlemenin Anayasa’ya aykırı olduğunu ve geri çekilmesi gerektiğini belirtti.

Geri dönülemez bir noktaya doğru ilerlendiğini vurgulayan Adem, "Kültür ve Turizm Bakanlığına verilen yetkiyle ormanlarımızın turizm yatırımlarına açılmasının önünün açıldığı bu düzenleme, ülkemizin doğal zenginliklerini koruma sorumluluğunu hiçe saymaktadır. Ormanlarımız, yeşilimiz, doğamız satılık değildir ve asla olmayacaktır” dedi.

Düzenlemenin Anayasa’ya aykırı olduğuna da değinen Adem, şöyle devam etti: “Anayasa’nın 169. maddesi, ormanlarımızın korunmasını güvence altına alıyor. Anayasa’nın 169. maddesi açıkça ormanların korunması ve geliştirilmesi gerektiğini belirtirken, bu düzenleme Anayasa’ya aykırıdır. 169. maddeye göre, Devlet, ormanların korunması ve genişletilmesi için gerekli tüm önlemleri almakla yükümlüdür. Ancak bu yönetmelik, ormanlarımızı korumak yerine onları sermayeye teslim etme amacını taşımaktadır. Anayasa Mahkemesinin 2007 tarihli kararında da vurgulandığı gibi, orman alanlarının ormancılık dışındaki faaliyetlere tahsis edilmesi, ancak anayasal ilkeler çerçevesinde mümkün olabilir. Bu düzenlemenin, Anayasa’da yer alan bu temel ilkelere tamamen aykırı olduğunu belirtmek isteriz. Ormanlar sadece bu ülkenin değil, tüm insanlığın ortak mirasıdır ve herhangi bir ticari faaliyete açılmamalıdır.”