Şuanda herkes turizmdeki olumsuzluklardan bahsediyor.
Defalarca iflas eden Vural Öger bile iflasının nedeninin Türkiye’nin politikalarına bağlıyor. Türkiye güç bir dönemeçten geçiyor.
Özellikle Rus turistlerin gelme şansına sahip olmamaları.
Charter uçaklarının Rusya tarafından iptal edilmesinin ardından Sultan Ahmet’teki patlamanın sonrasında Alman turist acentelerinin de İstanbul ve Ankara’ya gitmek isteyen Alman turistlere başka kent veya tatil bölgelerini önermeleri Türkiye’nin belini büküyor.
Bu gelişmelerden en fazla yararlanan ülke İspanya oldu. Büyük bir talep gelmesi karşısında İspanyollar otel fiyatlarını %18 arttırdılar.
Türkiye’de ise oteller en az %20’lik bir fiyat indirimine gitmişti. Bu karamsarlığı değiştirmek için hedef grupları arasında Çin, Hindistan gibi ülkeler ve Arap ülkeleri bulunuyor. Bir grupta dünyada dağınık ülkelerde yaşayan 6,8 milyon Türk kökenli göçmenin Türkiye’ye turist olarak yönlendirilmesine yöneliktir. Bu insanları tatillerini geçirmek için nasıl Türkiye’ye getiririz? Tatil alışkanlıklarının başka ülkelere kaymasını nasıl engelleyebiliriz? Bunu düşünmemiz lazım.
Dünyadaki Türk göçmenler tatil için ülkemize geldiği zaman en azından 3-4 hafta arasında kalıyorlar ve bir Alman veya Avrupalı turistin çokta üstünde para harcıyorlar. Her ne kadar Rus turistler kadar para harcama şansına sahip olmasalar bile ülke ekonomisine büyük katkıda bulunabilirler. Bunun için “Bu yıl tatilini Türkiye’de geçir. Harcamaların ile Türk ekonomisine katkıda bulun” sloganı ile ciddi bir pazarlamaya girebiliriz.
Antalya gibi bölgelerde otelciler özellikle iç turizme ağırlık veriyorlar.
Dünyadaki Türkler, özellikle Avrupa Birliği’nde yaşayan 5 milyon 400 bin Türk, bu konuda ciddi bir hedef grup olmalıdır.
Türkiye-Avrupa Eğitim ve Bilimsel Araştırmalar Vakfı’nın 5 yıldır yaptığı “Avrupalı Türklerin Türk Turizmindeki konumu” araştırmasında, 2011-2012’de gelenlerin sayısı yüksek, harcamalar da yüksek bir düzeydeydi. 2015’te belirli nedenlerden dolayı Avrupalı Türklerin Türkiye’ye geliş sayıları azalmış ve harcamaları da buna göre düşmüştü. Şimdi yeni bir pazarlama sistemiyle, Kültür ve Turizm bakanı bu gelecek insanlar “Nasıl katkıda bulunabilir?”, “Nasıl daha çekici hale getirebiliriz?”, bunları düşünmesi lazım.
Özellikle Avrupa’da yaşayan büyük bir kitle olan Türklerin tatillerini burada geçirmesi halinde kendilerine Türkiye’deki otel rezervasyonlarını yaptıktan sonra 200 Euroluk bir harcama kuponu verilmesi yararlı olur. Böylece insanların Türkiye’ye çekimi de sağlanmış olur.
Bu verilecek para Türkiye’de harcanacağı için ekonomimize de zararı olmaz hatta ayrı bir dinamizm getirir.
Türkiye bir çok konuda, ülkedeki iç dünyasına ve tüketicilere süspansiyonlar yapmaktadır. Böyle bir süspansiyonu da dünyadaki sayıları 6,8 milyonu bulan ve büyük bir çoğunluğu Avrupa’da yaşayan insanlarımıza yapılırsa, hem onları politik olarak motive etmiş oluruz hem de bu 200 Euroluk hediye çeki ile paraların Türkiye’de harcanmasını da sağlayabiliriz.
Bu konuda adım atmak Türkiye’ye yalnız olumlu etki yapar.