Birleşmiş Milletler Dünya Turizm Örgütü (UNWTO)’nün Kent Turizmi Zirvesi İstanbul’da gerçekleşti. Uzun aradan sonra bir UNWTO toplantısının İstanbul’da gerçekleşmesinden gururlandık.
Ne öne çıktı UNWTO’nun kent turizmi ile ilgili toplantısında?
Bir kere bu iş “HALK OLMAZSA KENT TURİZMİ OLMAZ!” cümlesi ile özetlendi.
Ne denildi zirvede?
Kent turizmi mi yapacaksınız? Kamu-özel sektör işbirliği içinde hareket etmeli.
Yerel halkı da bu sürece dahil etmezseniz bu iş zinhar olmaz!
Kentteki düzenlemeler turizmi daha da kolaylaştırmak üzere yapılmalı... Halkla, sektörle birlikte hareket edilmeli! Kongre merkezleri, 5 yıldızlı oteller yapsanız da, havaalanlarına havaalanı, köprülere köprü ekleseniz de olmaz!..
Gururlanmıştık gururlanmasına da, daha üç beş gün önceki Taksim meydanı düzenlemesi çalışmaları geldi aklımıza, zirvede kent turizminin olmazsa olmazları sıralanırken...
Bir İstanbullu olarak ezilip büzüldük ister istemez, gururdan mururdan eser kalmadı!
Öyle ya, Taksim’deki düzenlemelerden bir Tanzanyalı ne kadar haberdar ise bir İstanbullu olarak biz de o kadar haberdardık! İstanbul Büyükşehir Belediyemiz ve ilgili makamlar biz halkı ve bölgedeki çoğu da oteller olan iş yerlerini çok güzel dahil etmişlerdi sürece!
Ancak meğer iş öyle değilmiş! İlk gün tahta perdelerle çevrilen kazı alanında unutulan vatandaşlar engel atlama, engelli koşu gibi alanlarda epeyce bir gelişme kat ettiler ya, eh demek ki böyüklerimiz bizden iyi biliyorlardı bazı şeyleri!
Meğer İstanbul’u 2020 Olimpiyatları’na aday yapmada halkın sporla ne kadar iç içe olduğunu ve kentin spor olanaklarını gavurlara gösterip avantaj sağlayacaklarmış! Nereden bilirdik cahil halimizle!
“Kent alanları doğru düzenlenmeli. Ulaşım ve yeşil alanlar doğru tasarlanmalı” diye bir kriter de toplantıda dile getirilenler arasındaydı.
Yine tam, UNWTO toplantısının İstanbul’da yapılmasının haklı gururunu idrak edelim derken, bu kez de aklımıza metrobüs gelmez mi? Lastik teker üzerinde 50-60 km’den fazla uzunlukta bir hatta toplu taşıma yapılır mı? Balık istifi gidilen metrobüsün ne kadar doğru bir ulaşım tasarımı olduğu düşmez mi aklımıza!
Ama muhterem böyüklerimizin bir bildiği varmış! Ulaşım tasarımı harikası metrobüs ile kentteki yerli halkı ve turisti daha çok kaynaştırıp yerli halkla yakın temaslarına olanak sağlamak istemişler meğer!
UNWTO toplantısında gündeme getirilen bir diğer konu da son yıllarda dünyada yayılan “akıllı kentler” trendiydi.
Ulaşımından sanatsal ve kültürel etkinliklerine, sportif olanaklarına varıncaya bir kenti “kent” yapan unsurlara erişimi kolaylaştırıp birbiri ile uyumlu kılmak, bunun için gerekli teknolojik yenilikleri etkili biçimde kullanmak biçiminde özetlenebilecek olan “akıllı kent” yaklaşımı, bir kentin turizm kenti olması için de çağımızda önemli bir araç olarak kabul ediliyor.
Konu ile ilgili konuşmaları dinlerken İstanbul ne kadar “akıllı” acaba diye düşünmeden edemedik yine! Ama yanıt bulamadık!
Öyle ya, insanları çileden çıkmış, delirme noktasına gelmiş bir kent ne kadar akıllı olabilirdi!?
Buna da böyüklerimizin elbet vardır bir cevabı!
Sahi bu kent turizmi nedir? Ne yer, ne içer allasen?!